Merzifon’dan Sefai, Amasya’dan Ozan Arif geçti!

Ülkücü camianın iki büyük ozanı, Sefai ve Ozan Arif ile hem dava hem de kişisel dostluklarım bulunmaktadır. İkisinin de şahısımı dost ve arkadaş kabul etmeleri benim için onurdur. Bazı konularda fikir ayrılıklarımız olsa da artıları ve eksileriyle onlar benim için gerçek dost ve dava adamlarıdır. Her zaman gönlümde yerleri vardır.

Ne diyordu Mevlana: “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.”

…………

Merzifon’da parti teşkilatı ile ülkü ocağı arasında ciddi sürtüşmeler yaşanmaktadır. Gerçi benzer sorunlar Suluova’da, Hacıköy’de de bulunmaktadır.

Seçimden yaklaşık 2,5 ay önce ülkü ocağı yeni yapılanması ve teşkilat binasıyla son derece yararlı işler yapmakta ve örnek bir ocak haline gelmekte iken, ilçe teşkilatı gece yapmaya karar vermiş. Merzifon’da görevli bir doktor aracılıyla bana tekliflerini ilettiler: Aday adaylarından topluyorlarmış. Böyle bir çalışmaya katılamayacağımı, olayın sunuluş şeklin hizmetten çok, aday adaylarına desteği ihaleye çıkarılması gibi anlaşılacağını belirttim. Bülent Didinmez ve ekibinin katılımı ile gece gerçekleşti. Ben kısa bir süre uğrayıp çıktım.

Yaklaşık 1,5 ay sonra Ocak gece yapmaya karar verdi. Sefai davet edildi. Ocağın sıkıntları ve çalışmalarından bahsedilince çok cüzi bir paraya gelmeyi kabul etmiş. Ayrıca gece sonunda da bir miktar daha bağışta bulunmuştu. Ocağın gecesine ilçe yönetiminde sadece iki-üç kişinin geldiğini gördüm. Diğerleri yoktu. Her zaman tıklım tıklım olan salon ancak dolmuştu. Sefai Hoca belli etmemeye çalışsa da canı sıkılmıştı. “ben bu salonda bundan çok daha kalabalıklara saz çalmıştım.” diyordu.

………

Amasya’da seçimden yaklaşık 1,5 ay önce il başkanının da olduğu kalabalık bir grup halinde oturuyorduk. Merzifon’da yapılan geceden, organizasyon sorunlarından ve seçim sürecinde yapılacak gecelerden bahsediliyordu. Samsun’dan san’atçı arkadaşlarımı getirebileceğimi anlattım. Hatta istenirse Ozan Arif’i bile davet edebileceğimi ancak genel merkezde sorunlar olabileceğini söyledim. İl Başkanı sorun olmayacağını önemli olanın seçimde başarı olduğunu, söyledi. Kendisine olayın o kadar basit olmadığını, iyi düşünülmesi ve hatta gerekirse genel merkezle konuşulmasının daha doğru olacağını söyledi.

Bunun üzerine Ozan Arif’i aradım. (Kişisel dostluğumuz bir tarafa, rahmetli babasının hastalığında yakın ilişkimiz olmuştu.)

Ozan Arif, “Almanya’da olduğunu, Amasya’ya gelmesinin sıkıntılara ol açabileceğini, yönetimdeki arkadaşların başlarının ağrıyabileceğini” söyledi. Sözlerini il başkanına ilettim. “Önemli değil” cevabını almam üzerine, “Türkiye’ye döndüğünde görüşmek üzere” sözleşerek telefonu kapattım.

Aradan yaklaşık 20 gün geçmişti. Yine il başkanının bulunduğu bir ortamda, Ozan Arif’in Kayseri’ye davet edildiğini, oraya giderek, “partinin desteklenmesi için el birliği ile çalışmak gerektiğini” dile getirdiği anlatıldı. Eski konuşmayı hatırladım. Kayseri’de tanıdığım üst düzey bir yetkiliyi arayarak, durumu sordum. Olayı teyit etti. Aldığım bilgileri sohbetteki arkadaşlarla paylaştım. Ozan Arif’in Amasya’ya davet edilmesi fikri tekrar gündeme geldi.

İl başkanı, önemli olan seçimi kazanmaktır. Her türlü sorumluluğu alıyorum” diyordu. Kendisini son kez uyardım: “Başkanım isterseniz genel merkezle görüşün.”

“Gerek yok” dedi. “Tüm sorumluluk bana ait.”

Ozan Arif’i çay bahçesinde sohbet etmek üzere davet ettik. Sağolsun geldi.

Çay bahçesinde bekliyorduk İl başkanı, birinci sıra adayı ve il yönetiminden birkaç kişi daha vardı. İl başkanı, birinci sıra adayı, ben ve davet sahibi olarak İsmet Hızarcı, Ozan Arif’in iki yanında idik. Henüz daha birer çay içilmemişti ki, bizim il yöneticileri ve birinci sıra adayı toplantımız var gerekçesiyle masadan ayrıldılar. Yaklaşık 150 kişi ile, Ülkenin genel durumu ve seçimlerin önemi konusunda güzel bir sohbet oldu.

Ozan Arif ayrılırken sordu: “Hocam, sen bu il başkanına beni endişelerimi söylemedin mi? Hem davet edip hem de toplantıdan kaçtı.”

Susmayı tercih ettim. Kendisini telefonla aradığımda, konuştuklarımızı il başkanına aktarırken hepsini duymuştu.

(Seçim sürecyle ilgili olarak anlattıklarımın hepsinin birebir canlı şahitleri vardır. İnkar veya yalanlama durumunda ispata hazırım.)

Sosyal olun, Paylaşın!
Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Merzifon’dan Sefai, Amasya’dan Ozan Arif geçti! için 2 cevap

  1. Ahmet polat der ki:

    Sayın hocam iki dönemdir il teşkilatımızda dava adamlığını sergileyecek bir çalışma görmedim.Birileri seçimlerimizi dışarıdan organize etti.Onlarda dava adamı değil,adamın adamı oldular.Ülkücü hareketin çilesini çekmemiş,ısmarlama başkanlardan ancak bu beklenir.Amasya teşkilatımızın en kısa zamanda yeni düzenlemelere gitmesi gerekmektedir.41 YILdır hareketin içerisindeyim. ailece,sülalece,inandığımız davamızın mücadelesini verdik,halende veriyoruz.Amasyamızda çok yüksek ülkücü potansiyel vardır.Amasyalı iki dönem belediye başkanlığı kazandırdı.Bir dönem MHP ye Milletvekilliği kazandırdı.Amasya da MİLLİYETÇİ-ÜLKÜCÜ potansiyeli harekete geçirecek ve zirveye taşıyacak samimi dava adamlarına ihtiyacımız vardır.İki dönemdir Amasya da başarı elde edemiyoruz.BİRLİK ve BERABERLİĞİMİZİ sağlayacak ehil dava adamlarımızın yönetime talip olmasını arzu ediyorum.Saygılarımla.

  2. Malum arkadaşdan sevgi saygı ve hürmetlerle der ki:

    Bu daveti biliyorum bende oradaydım ancak özel bir mesele nedeniyle yanımdaki misafirle sizden biraz uzktaydım kafe giriş kapısınınnordaki masada konuşulanları duymam mümkün değildi ancak bir çay içiminden hemen sonra il başkanı ve 1nci sıra adyının masadan kalkıp gittiklerine şahitlik ederim.slmlr.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir