Kahraman mı, Hain mi?

1951 yılında soğuk bir Fransız  hapishanesinde ruhunu teslim etti, ünlü mareşal Philippe Petain. Cenazesi ne top arabasına kondu; ne de devlet töreni tertiplendi. Son 47 yıldır, vatana ihanetten suçlu olarak cezaevinde ölen devlet başkanı olarak anılıyor ve anılmaya devam edecek.

İkinci dünya savaşı başlangıcına değin Fransa’ya damga vurmuş ve ulusal kahraman olarak kabul edilmişti.  Geçmişi temiz köy hayatından başlayıp, savaş alanlarında kahramanlıklara uzanıyordu. 1908’de subay olarak askeriokuldan mezun olduğunda henüz 22 yaşında idi. Değişik kıta hizmetlerinde bulundu. 1. Dünya  Savaşı’nda Mame muharebelerinde gösterdiği kahramanlıkla adını duyurdu. Tümgeneralliğe süratle yükseldi. 1915 yılı başında korgeneral, ayni yılın Haziran ayında ise orgeneral oldu. 1916’da Varden’de Alman ordularını durduran Fransız ordularına komuta ediyordu. 1917’de Mareşal ve başkomutan oldu.

1915’te Fas’ta başlayan ihtilali bastırmak ününe ün kattı. 1934’te Savunma bakanı, 1940’ta önce başbakan, temmuz ayında ise devlet başkanı oldu. Dinamizm, aksiyon, devlete-ulusa  sadakat ve fedakarlık düsturları temel hayat felsefesi idi. Bu dönemde 64 yaşında idi. Adı ve resimleri Fransız bayrağının yanında uludal gururu  temsilk ediyordu. En büyük Fransız harb gemisi ismini taşıyordu.

Mareşal Petain, Almanların ikinci Dünya Savaşını başlatmaları ve akabinde Fransa’ya girmeleri ile birlikte –belki de, ilerleyen yaşı ve tükenen dinamizminin sonucu olarak- pasifist politikaların öncülüğünü yapmaya başladı. Çekildiği Vichy’de Alman’larla iyi geçinme politikasını uygulamaya başladı. Bu yolla mümkün olduğunca Fransa’yı ve Fransızları koruyacağını düşünüyordu. Bu noktada aktif mücadeleyi savunan Fransız millihareketleri ve başındaki De Gaulle ile sürtüşmeye girdi.

1945’te savaşın sonlanması ile İsviçre’ye kaçtı. Çevresinin etkisi ile aynı yıl ülkesine döndü. Fransa’yı bölmek, düşmanla işbirliği yapmak ve vatana ihanet suçları ile yargılandı. İdama mahkum edildi. İlerleyen yaşı ve geçmiş hizmetleri nedeniyle cezası müebbet hapse çevrildi. 6 yıl sonra tükenmiş bir insan olarak öldü.

Tarihin en çarpıcı portrelerinden biridir.  Kahramanlığın ve önderliğin devamlı olmayabileceğini gösteren güzel bir örnektir. Millete-devlete hizmet düsturunun ancak dinamizmle ve aksiyonla birleştiğinde başarı sağlayacağının göstergesidir. Özellikle enerji ve şevkini kaybetmiş, topluma gerekli dinamizm ve  büyük hedefler gösteremeyen statükocu kişilerin, -geçmişte kahraman olsala dahi- ihanet içine düşebileceklerini göstermektedir.  Keza yaş, düşünce, enerji  ve kapasite olarak toplumları sürükleyemeyen kişilerin kişisel tutkularının  etkisi ile ihanet çizgisine  varacaklarının kanıtıdır.

Sosyal olun, Paylaşın!
Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir